Uefa Avrupa Ligi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Uefa Avrupa Ligi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
16 Aralık 2010 Perşembe
Beşiktaş - Rapid Wien / Alman Ernst
İlk geldiği devre arasından sonra yaptıklarıyla kısa sürede "Seni izlemek, Beşiktaş'ı izlemektir" dedirtti. Efsanevi gol anı Trabzonspor'a deplasmanda attığı "Gerrardvari" goldür herhalde. Bu sezon da iki önemli Avrupa golü var. Ernst, skora katkı yapması beklenen oyuncu da değil zaten. Geçmiş zamanlarda %80'lik bir defansif oyun oynaması gerekirken bugün o oran %60'lara geldi. Defans-Hücum arasında daha dengeli bir oyun oynuyor artık. Sistemin gerektirdiği, Aurelio'nun göreviyle onun da görevinin değişmesi bunda etken.
Son zamanlarda formunda düşüş olduğu da doğru. Ancak şunu unutmayalım, sezon başından beri neredeyse her maç 90 dakikaya yakın oynadı. (Tablo burada) Ayrıca şunu da belirtmeden geçemeyeceğim, Ernst'in "formsuz hali" bile, ligimizin birçok orta saha oyuncusuna oranla "kabul edilebilir" sayılır. Şu an yapılacak transferler ile Ernst'in dinleme ihtimali de artacak. Hem "gerekli" rotasyon, hem de kontenjan sebebiyle "mecburi" rotasyon Ernst'i rahatlatacak.
Sonuçta başta dediğim gibi: Seni izlemek, Beşiktaş'ı izlemektir be Alman'ım. Sen gol atınca, Beşiktaş gol atıyor. Quaresma'nın, Guti'nin hareketlerine bayılsak da; Necip'i kardeşimiz gibi görsek de; seni bir ayrı hissediyoruz. Çoğul yazıyorum, çünkü biliyorum benim kadar hissedenler vardır bunu.
Dönelim maça. Tabata'nın tercih hatalarının Schuster'i dahi çıldırttığını gördüm bu maç. Daha söylenecek söz yok. Devre arası 3'e 5'e bakmadan kontenjana yer açmak gerekir. Guti gergin, Quaresma ilk zamanlara göre moralsiz gibi. Cenk ve Ersan aynı çizgide gidiyor. Aman nazar değmesin. Yeteneklerine ihanet ettiği için çok kızdığım İsmail toparlanmış göründü biraz. Özellikle ikinci yarıda hücumda çok iyidi. Dönüşlerde de pozisyon kaçırmadı. Ferrari konusu karmaşık hâlâ. Sivok ve Ferrari'den birisi yerli olsa bu sıkıntılar yaşanmazdı. Yine de önceliki gidici Zapo olacak umarım. Aurelio'yu bir ara uzun konuşmak gerek, mükemmel oynuyor. Sevemiyorum, ısınamıyorum kendisine ama hakkını yememek lazım. Tekniği ve oyun becerileri açısından 1 sene daha çok rahat faydalanacağız gibi. Form tuttukça iyileşiyor, sakatlanmaması bu sezon etkinliğimizi arttırır.
Felix de Kuralar hakkında yazmış, o da burada.
Ernst: İnsan mısın?
Ernst: Beşiktaş'ın İşçisi
+ Bonus
Ernst: Yavru Kartallar
Etiketler:
Bay Kerahet,
Beşiktaş,
Fabian Ernst,
Uefa Avrupa Ligi
Beşiktaş ve Muhtemel Rakipleri

Beşiktaş; Schuster'e, elindeki kadroya ve bana göre bu sezon en gereksiz maçına çıktı. Önüne gelene yenilen rakiplerin umrunda olmadığı ülke puanını, ligde puan alma sıkıntısı yaşayan Bernd Schuster'in dert etmesi zaten bir komedi olurdu bana göre. Ama 2-0'lık galibiyet, Q7'nin morali, gönderileceklere son kez İnönü çimleri derken, sıra rakiplere geldi. Beşiktaş'ın 15 muhtemel rakibi var. 11 adet grup birincisi ve 4 tane Şampiyonlar Ligi 3.sü takımdan birisi Beşiktaş'ın rakibi olacak. Bu 15 takım; L'pool, PSG, Dinamo Kiev, CSKA, Villareal, Leverkusen, Sporting Lizbon, Stuttgart, Zenit, Spartak Moskova, Braga, Ajax, Twente, PSV veya Metalist, Man.City veya Lech Poznan'dan birisi olacak. Psv - Metalist ile City - Poznan grubu perşembe akşamı kesinleşeceğinden 14 ve 15.takımlar belli değil, şimdilik.
Şimdi, kim iyidir, kim değildir söyleyemeyiz ama takım adları ve fikstür, bir şeylerin önizlemesi olabilir. Son 32 maçları 17-24 Şubat tarihlerinde oynanacak. Daha rakipler belli olmadan Beşiktaş'a 1.kötü haber geliyor bile. 20 Şubat 2011 tarihinde fikstürde görünen maç kendi sahasında Fenerbahçe maçı. Bu maçın öncesinde Ankaragücü deplasmanı, sonrasında da Antalyaspor deplasmanı olması da göz ardı edilmemeli. Yani, Mart ayı Beşiktaş için çok iddialı girilebilecek bir ay da olabilir, moral bozukluğunun ayı da... En iyisi biz bu 15'liyi 5'er 5'er konuşalım.
1. 5'liyi kolay 5'li yapalım. Stuttgart, Dinamo Kiev, CSKA, Twente ve Spartak Moskova. Aslına bakarsanız, zorlama oldu farkettiğiniz üzere. Twente'nin McClaren ardından formu aynı düzeyde devam etse de Beşiktaş için ekarte edilebilir bir yumuşaklıkta. Stuttgart, can derdine düşecektir bu gidişatı ile. Kiev, sadece adı olan bir ekip şu sıralar. 2 Rus takımının da liglerinin bitmiş olmasını düşünerek aldım bu listeye. Bu 5 takımla da içeride iş bitirilebilir. Bu bakımdan avantaj.
2. 5'liyi ölüm 5'lisi yapalım. Man. City, Liverpool, Zenit, Leverkusen, PSG. Zenit'in de ligi bitti ama neden burada derseniz, Spaletti'nin neredeyse ligde gelen geçeni çizmesi ama Şampiyonlar Ligi'nde şimdi değil, gelecek sene oynayacak olması bu kupada ilerlemelerinin anahtarı olabilir. Zenit bu sene her maçına aşırı favori olarak çıktı ve her büyük maçı da rahatlıkla kazandı. Ligin çok üstünde kadroları var. Şubat ayında Rusya'da maç yapmak da e haliyle yani zor. Diğerlerini yazmaya gerek yok bence. Leverkusen'in bu sene Bundesliga'da Dortmund'u kovalayan ekip olması ve Dortmund'un elenmesi yüzünden lig fikriyatı, PSG'nin de kalecisinin siyahi olması (siyahi futbolcudan kaleci olmaz) ilk aklıma gelen Beşiktaş lehine cümleler. City yerine Lech Poznan olması ihtimali de var bu arada.
3. 5'li ise Lizbon, Braga, Villareal, Ajax ve Psv. Bu 5'liden ölüm 5'lisine koyabileceğiniz takımlar da olabilir rahatlıkla. Mesela Villareal. Ama bu 5'liden herhangi birisinin çıkması halinde ben, 2.maç bitmeden bir sonuç, tahmin yürütmenin, hele fikstür ve 2 ay gibi bir sürenin getireceklerinin yanında zor olduğunu düşünüyorum.
Beşiktaş adına hayırlısı olsun diyelim. Transferler, gelen gidenler derken Şubat ayı Beşiktaş adına belki de yılın en uzun ayı olacak...
Etiketler:
Beşiktaş,
Uefa Avrupa Ligi
20 Ekim 2010 Çarşamba
Beşiktaş - Porto Maç Öncesi | "Sıkıntı Var"
Gündem başka şeylere kaymış olsa da yarın akşam Beşiktaş'ın iç sahada önemli maçı oynanacak. Kadroda ciddi anlamda "sıkıntı var". Beşiktaş'ın içinden çıkamadığı sakatlık furyası fena vuracak bu maçı da. Öyle ki en ihtiyaç duyulan bölge orta saha çökmüş durumda.
Orta sahada oynayabilecek oyuncular Ernst-Necip-Tabata. Guti ve Aurelio sakat. Onur Bayramoğlu ve Fink UEFA'ya verilen listede yok (ancak birisi eklenebiliyor galiba tam emin değilim) Kaldı ki en kötü şartta bu yokluk içerisinde ikisi de 18'e girmeliydi. Dayı'nın işi çok zor.
Biz kimse dahil edilmeyecekmiş gibi bu üç oyuncu elde varmışcasına bakarsak kadroya durum fena. Aklıma Mustafa Denizli'nin bir maçlık Ekrem'i göbekte oynatması geldi aklıma. Çok zor. Ayrıca Hilbert de o mevkide denenebilir mi? Bilemiyorum. Toraman'ı önliber.. tamam vurmayın o da uymaz. İçinden çıkmak zor. Guti veya Aurelio'dan biri olsa sahada daha olumlu şeyler görebilecektik ancak bu seferlik sadece tribün şovlarını izleyeceğiz gibi. Hazırlıklar var o yönde zaten. Güzel şeyler olacak inşallah.
Kadro tahmini konusunda "elim gitmese de" şöyle bir 4-3-3 tahmin ediyorum. Aynı kadro 4-1-2-1-2'ye de dönebiliyor tabii:
Hakan/Hilbert-Toraman-Zapo-İsmail/Ernst-Necip-Tabata/Nihat-Holosko-Bobo
Rakipte orta saha ve forvet anlamında sağlam adamlar var. Hulk, Falcao, Belluschi, C. Rodriguez, Moutinho falan. Zamanında Quaresma'ya yapılanın benzerinden bir yakınlaşma olsa bari. Belli mi olur, 2-3 sene sonra bu taraflara gelirler belki. Favorim Hulk(çok severim), plase Moutinho da diyeyim hani. Gol falan atarlarsa başlasın totem.
Neyse, sonuçta sıkıntı büyük. Ancak önceki iki maçtan alınan güzel bir 6 puan var. Grupta puansız iki takım var, onların da beraber kalmasını bekleyeceğiz. Kendi maçımızda da gerçekçi yaklaşıp kabul edilebilir bir skor alalım yeter. Puan veya puanlar havaya uçurur bizi.
not: Fotoğraftaki adam Porto'nun hocası Andre Villas-Boas. Son Manager oyunlarının efsane adamlarından biri. Oradan gelen bir sempatimiz var. Bir de yenilirse daha bir sempati duyarız. Selamlar.
Etiketler:
Bay Kerahet,
Beşiktaş,
Porto,
Uefa Avrupa Ligi
17 Eylül 2010 Cuma
Zorlasa da Oldu
Maçtan önce aramızda konuşurken 1-0'ın iyi olduğunu, takımın da taraftarın da aklında pazar günkü derbi olacağını söylüyorduk. Ancak 1-0'ın 90'da gelmesi sıkıntı oldu tabii. Gerçi -sizi bilmem ama- takım kimi zaman kabız bi' görüntü sergilese de bana her zaman bi' gol atacağımız hissini verdi. Bu sezonun alışkanlıklarından biri diyelim; Allah bozmasın.
Schuster, beni ve benim gibi bunlara çok kafa yoranları utandırmaya devam ediyor sağ olsun. Tabata'nın bu yaştan sonra orta sahada bu denli hareketli oynaması enteresan cidden. Kimi zaman top ezse de bu da ilginç geldi bana. Hele ki Guti-Tabata-Nobre üçlüsünün bazı anlarda içgüdüsel paslar yapması iyice şaşırtıcı. Eldeki kadrodan maksimum verim alma konusunda iyi gidiyor. Bu takımın defansına Sivok, orta sahasına Aurelio, forvetine de Fatih Tekke gelecek. Dayı'ya sevgim & saygım gün geçtikçe artıyor açıkcası. Hele ki Ferrari'nin sakatlandığı pozisyonda takımın baskı yerken Ernst'in stopere geçip adam kaçırmayı engellemesi beklediğimiz "aktif hoca" hamleleri sayılabilir eğer oyuncular düşünmediyse bunu. He oyuncular düşündüyse ayrı bi' saygı duyarım.
İbrahim Üzülmez ibretlik adam yemin ediyorum. Ekrem kendi etrafında dönmeye devam. Guti geldiğinden beri çatır çatır oynuyor. Yanılmıyorsam 4 asisti falan var. Ama fizik olarak eksilmeye başladı. Haftasonu derbide ne olacak merak ediyorum. Tamamen içime doğuyor; Dayı o maçın sistemine göre kesebilir Guti'yi. -durun vurmayın tamamen tahmin ahah- Nobre bu sene belli bi' seviyenin altına inmiyor. Ernst... keline kurban Panzer'im. O değil de bizim bi' Fink vardı? Gariptir dün Cenk'den sonra Hakan'a çok güvenemedim. Olsun olsun iyidir.
Sonuçta Avrupa Liginde içsahada tüm puanları almak önemli. Bu yolda ilk maçta zorlasa da başarılı oldu. Hadi hayırlı olsun.
Etiketler:
Bay Kerahet,
Beşiktaş,
Uefa Avrupa Ligi
27 Ağustos 2010 Cuma
Beşiktaş'ın Rakipleri
2007-2008 Şampiyonlar Liginde gruplarda Porto ile eşleştik. Quaresma ile taraftarın arası o aralar başladı. Öyle ki iç sahada Quaresma'nın golüyle yenilmiş olsak da herkesin aklında iyi şekilde kalmıştı adam. Hani derler ya "futbol tanrıları" diye. O tanrılar, karşılıksız bırakmadı Quaresma'nın kaderi Beşiktaş'a doğru ilerledi. Bu sefer Quaresma bizde, şimdi onlar düşünsün. (evet, abartı oldu)
CSKA Sofia ile 2006'da karşılaşmıştık. İçeride 2-0 kazanmıştık. Maç sıkıntılıydı ama Kleberson ve Gökhan Güleç'in golleri de hoştu. Deplasmanda sıkıntı yaşıyorduk. Hatırlatmak için söyleyeyim: "Runjeee, Runjeee" zamanları. Neyseki uzatmalarda Nobre ve Bobo'nun golleriyle turu almıştık. Daha sonra malum Tottenham'lı, Leverkusen'li, Dinamo'lu grup. Beşiktaş'ın kura şanssızlığının tescilidir o sezon. Tottenham kaçıncı torbadan gelmişti sahi?
1984-85 Kupa Galipleri Kupası 1. Tur'unda deplasmanda 4-1 yenilmişiz. İç sada 1-1 beraber kalmışız Rapid Wien ile. 1960-61, 1968-69'da kupa galipleri kupasında karşılaşmışız. Sonuç hep hüsran. Bir de "Hagii hagii hagii" var. Wien'li gençler iyi hatırlıyordur eminim.
Kuranın şerefine kısa bi' nostalji yapalım dedik bol bol youtube'lusundan. Takımlar hep tanıdık sayılır. Schuster'in Avrupa Ligi'ne verdiği önemi de katarsak(bi' tek bana mı öyle geldi?) gruplardan sonrasını görebiliriz Beşiktaş için.
Etiketler:
Bay Kerahet,
Beşiktaş,
Nostalji,
Uefa Avrupa Ligi
18 Ağustos 2010 Çarşamba
Beşiktaş 2-0 Helsinki | Quaresma Romantizmi (?)
Maddelerle geçiştirelim. Zira takımın bu "gelişme" döneminde aynı şeyleri bin kere yazdık. Olumlu sinyaller ve bendeki Schuster hayranlığı gün geçtikçe artmakta. Kadrodaki oyuncuların uyum sürecindeki çabası da mutlu edici. Bu ülkede daha çok "öğrenmek istemeyen topçu" bolluğu (hem yerliler hem yabancılar) var ki örneklerini gördük.
- Bilmiyorum medyanın bizlere dayattığı bi' algı mı yoksa gerçekten öyle mi. Ama gün geçtikçe Schuster'in oyun anlayışına Zapo uygun, Ferrari değil görüşü taraftarlar arasında da yaygınlaşmakta. Bir süre daha izlemeye devam. Çünkü iki oyuncunun da "tutunma mücadelesi" takdire değer. İkisinden birinin son 6 ayı takımda.
- Ernst-Guti ikilisi zevk veriyor. Zemin berbatken özellikle Guti'nin çok yakındığını gördük. Umarım zemin düzelir. Yoksa adam "yeter ulan" diyip pat-küt oynamaya başlayacak yakında. Ancak ikili orta sahayı çok güzel paylaşıyor. Top rakipteyken Ernst bir adım geride, top bizdeyken Guti. Uyumları devam ettiği sürece özellikle iç sahada 4-4-2 oynayabilir bu takım. Ernst ve Guti ayrı sanatların adamları ama İkisi de iyi sanatçı.
- Hilbert'i iki 45 dakikada asmaya başlamıştı herkes. Onlar şimdi kral yapsın adamı, hakkını versin. Schuster de beğeniyor onu. Ancak yabancı olması sıkıyor canları. Yoksa daha çok kullanacaktır. Topsuz oyundaki hareketleri, defansa yardımı, ceza sahasına koşuları. Futbolu bilen ve disiplinli oyuncu olduğu yönündeki düşüncelerimizi haklı çıkartıyor. Ekstrası da ters kanattan şutları.
- Quaresma. Gerçek bir fenomen, gerçek bir yıldız. İnönü'de şimdiden 2 harika gole imza attı. Bakın, henüz uyum sorunu da konuşulmuyor. 2 yıldır top oynamıyor bir de. Bu ivmede çok canlar yakar. En önemlisi camia ile olan bağı. Taraftar ile ilişkisini biliyorduk zaten. Şimdi bir de "Süreyya Etkisi" çıktı. Geçenlerde bi' kayıt paylaştım bununla ilgili. Şimdi de golden sonra Süreyya'ya koşması. MUAZZAM. Yakalanan "ten uyumu" falan. "Quaresma Romantizmi"ne erken de olsa başlayabilir taraftar, hakkıdır bence.
- Bobo iyi futbolcu. Elbet daha iyisi var, ama şu adamla uğraşmayı bırakmak gerek. Cenk o son pozisyondaki kurtarışıyle kredisini arttırıp, umutları yemyeşil yapmıştır. Ekrem öyle ya da böyle oynuyor işte. Görev Adamı? İsmail Köybaşı "üstüne koymak" yerine "altını boşaltmak" işinde gayet istikrarlı. Çok üzülüyorum, umarım toparlanır. Ancak yine de tarafarımıza küfür etme hakkı vermez bu. Yapmayın abiler...
Tur cepte demeyelim biz nazar değmesin. Deplasman kazasız atlatılsın, gruplarda görüşürüz.
Etiketler:
Bay Kerahet,
Beşiktaş,
Uefa Avrupa Ligi
6 Ağustos 2010 Cuma
Avrupa Ligi Kuraları
UEFA.com'dan
Beşiktaş ve Galatasaray daha şanslı. Fenerbahçe biraz daha zor bir kura çekti diyebiliriz. Trabzonspor için böyle olmasını istemezdik. Bir mucize bekliyoruz, inşallah gerçekleşir. Şenol Hoca'yı zor günler bekliyor. 13 gün sonra ilk maç. Geçen seneki kadronun üstüne bir şeyler eklemek için en önemli hamle gelmediği sürece mucize çok çok uzak. O hamle de bir türlü gelmeyen santrafor. Makukula, Altidore derken iş Umut'un ayaklarına kalacak sanırım. Bekleyip göreceğiz.
Beşiktaş'ın rakipi, kendi ligini domine eden bir ekip. Olası bir kayıp, iş kazasından başka bir şey olamaz. Normal şartlarda geçilecek bir turdur. Schuster bu turu da halledecektir. Galatasaray'ın rakibinin adını listeye bir kez daha bakmadan yazamayacağım. Öyle bir şey işte.
anektod:
PAOK-Fenerbahçe-Beşiktaş-Helsinki HattıPAOK-Beşiktaş bağlantısını söylemeye gerek yok. İstanbul'dan gidenler, Beşiktaşlılar, Karakartallar, Siyah Beyaz... Taraftarlar arasındaki bağı falan. Fenerbahçe ezeli rakibinin bir kardeşi ile adeta "derbi" havasında tur arayacak.
Bir diğer ilginç nokta ise Helsinki ile Fenerbahçe arasındaki bağ. İki takım da 1907 yılında kuruldu. Paok'un kontrası oldu adeta. Sadece rastlantı tabii. PAOK-Çarşı bağı gibi gerçek değil. Sadece anektod işte.
Etiketler:
Bay Kerahet,
Uefa Avrupa Ligi
16 Temmuz 2010 Cuma
Beşiktaş 3-0 Vikingur | Dün Gece
Schuster'in Beşiktaş'ını canlı gözlerle izledik sonunda ve olumlu sinyaller gelmeye başladı.
En arkadan, defanstan başlayalım; Tabii ki en çok göze batan şey defans hattının ortasaha çizgisi civarında kurulmasıydı. Geçen sene Beşiktaş'ın yarı sahasında çevirilen toplar artık rakip yarısahaya taşındı. Rakip güçlü-güçsüz farketmez, Şeref Bey'deki maçlar bu "çizgi"de gerçekleşecektir büyük ihtimalle. Schuster'i tanıdığımız kadarıyla bu böyle olacak.
Toraman-Sivok ikilisi teker teker baktığımızda iyi oyuncular. Ancak ikisi bir arada yürütmeleri zor. Yanlarına bir adet sağlam duran stoper lazım ki o da Matteo Ferrari. Bazı kişiler Ferrari'nin sakatlığı olduğunu ve gönderileceğini söylese de Ferrari bu takıma şart oğlu şart. Erhan Güven iyi bir yedek olacaktır, As olaraksa en zayıf halkalardan biri. Hücum konusunda sıfır.
Bu sistemde oynayacaksa takım, Allah Ernst'e kolaylık versin. Dün tek önlibero Ernst arkayı temizlemek ve ortasahada basit oynamakla görevliydi. Hatta çoğu zaman Delgado yanında durdu, arkadan oyun kurması gerekti. Rakip saldıramayan takım, ancak saldırabilen takım geldiğinde Ernst x 2 = ortasaha olmak zorunda kalabilir. Tabii sağ kanatın boş kalması da önemliydi bu konuda.
Hücum hattına gelecek olursak Bobo-Nihat bence oldukça iyi bir ikili. "Beşiktaş'ın çocuğu" geri gelecektir bu sezon. Böyle bir açılış yakıştı ona. Bobo ile uyumları gittikçe artacak, takımla beraber oturacaktır. "Geçen sene de berbardiler" demeyin, paralel oynamak farklı, önlü arkalı oynak apayrı bir şey.
Quaresma... İlk maçtan farkını koydu ortaya. Şeref Bey'de Numaralı tribünü dahi ayağı kaldıran isim oldu. Topu ayağına aldığında söylenen bestelerin sesi azalıyor; herkes dikkatle izliyor. Tamam, osursa alkışlayacak kıvama geldik taraftar olarak belki ama heyecanlandırıyor işte. Zamanla biz ona, o bize alışacaktır. Taraftar isteğiyle kullandığı penaltı gol olsa bir de çok çok daha iyi olurdu belki.
Dünkü sistemde sağ kanat dışında aksayan bir yer yoktu aslında. Erhan'ın yerine Ekrem oynasa daha etkili olurdu ki oyuncu değişkliğinden sonra fark göründü. Bir de sağ açık oyuncusu tabii. Tabata sağ iç-kanat gibi ortaya yakın oynadı. Takım 10 kişi oynasa çok da farklı olmazdı sanki.
Olumlu sinyaller aldık genel olarak. Tribünler de mükemmeldi. Bu maçda bu kadar kalabalık beklemiyordum ama 30.000 vardı dün. Umarım devam eder.
Etiketler:
Bay Kerahet,
Beşiktaş,
Uefa Avrupa Ligi
28 Ağustos 2009 Cuma
Uefa Balkan Ligi'nde Galatasaray Notları

Yunanistan, Romanya ve Türk ekibi aynı grupta. Eğer Levski Sofia çekildiğinde Galatasaray grubuna gelseydi, hoş olurdu. Tam Balkan Şampiyonası. Neyse gruplarda dişe dokunur tek ekip Panathiniakos. Onların taraftarları da forumlarında 2.torbada istemedikleri ekip olarak Galatasaray'ı belirtmişlerdi. Hatta yazdıklarını buraya aktarmak gerekirse;
NikosVazelas Posted: Aug 27 2009, 05:02 PM: "Unless we pull a Turkish team from pot 2, there is no reason we dont finish first....How sweet this would be..."
Euro2004 Posted: Aug 27 2009, 06:57 PM: "The nightmare draw would be: Galatasaray -Twente/Fulham (who I believe move to the 2nd pot now that Aston Villa are out) - Genoa"
drakos13 Posted: Aug 28 2009, 07:17 AM: "As for this draw, I personally don't like it. I'd rather not play Galatasaray this year, because odds are we will get embarassed in Istanbul. "
Aynı drakos13 adlı arkadaşın, lokum ve kabus şeklinde 2 adette tahmini var tabi.
What I want:PAO-Austria Wien/Fenerbahce-Levski Sofia-Ventspils
What I really don't want:PAO-Galatasaray/Twente-Aston Villa-Genoa
Diğer ekiplere gelecek olursak da; Dinamo'nun 2 maç seyircisiz oynama cezası var. Eğer 3.deplasmanımız onlarla olmazsa gayet güzel olur.
NikosVazelas Posted: Aug 27 2009, 05:02 PM: "Unless we pull a Turkish team from pot 2, there is no reason we dont finish first....How sweet this would be..."
Euro2004 Posted: Aug 27 2009, 06:57 PM: "The nightmare draw would be: Galatasaray -Twente/Fulham (who I believe move to the 2nd pot now that Aston Villa are out) - Genoa"
drakos13 Posted: Aug 28 2009, 07:17 AM: "As for this draw, I personally don't like it. I'd rather not play Galatasaray this year, because odds are we will get embarassed in Istanbul. "
Aynı drakos13 adlı arkadaşın, lokum ve kabus şeklinde 2 adette tahmini var tabi.
What I want:PAO-Austria Wien/Fenerbahce-Levski Sofia-Ventspils
What I really don't want:PAO-Galatasaray/Twente-Aston Villa-Genoa
Diğer ekiplere gelecek olursak da; Dinamo'nun 2 maç seyircisiz oynama cezası var. Eğer 3.deplasmanımız onlarla olmazsa gayet güzel olur.
Pana ile de ilk maçı Sami Yen'de oynamak isteriz tabii ki. 3 puanı aldıktan sonra 5.maça kadar işi bitirip, formaliteye gitmek, gerilimden uzaklaşmak güzel olur. Cisse-Baros ve Rijkaard/Neeskens-Ten Cate karşılaşmaları da ilgiyle izlenecektir. Taraftar olayı ise rahat. Olimpiyat stadında oynamaktalar maçlarını. Eskisi gibi boğucu değil. Savunmalarını açabilecek oldukça çilingirimiz var.
Strum Graz ise hala akıllarımda 2000-2001 sezonunda 2-2'lik maçta 90.dakikadan sonra top çeviren ve bizim de saldırmadığımız takım olarak hafızamda. Oradan da bir adım ilerlediklerini sanmıyorum. Avusturya Ligi'nde bu mümkün değil zaten. Tek güzel yanı bol gollü maçlar yapmaları. Bu eşleşme ise bol gol getirir o kadar.
Hoş güzel eşleşmeler tabi. Ama şu bir gerçek ki Galatasaray'ın kura şansı denilen şeyi gitmiş. Fenerbahçe ise 1.torbanın 12.si, 3.torbanın 10.su, 4.torbanın da 12.si ile eşleşti. Zaten 12 tane de takım var malum.
Etiketler:
Felix Mourinho,
Galatasaray,
Uefa Avrupa Ligi