Mert Nobre etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Mert Nobre etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

5 Aralık 2009 Cumartesi

Beşiktaş A2 vs Nobre

Can Erdem. Beşiktaş'ın 22 yaşındaki A2 oyuncusu. Forvette oynuyor. Bu sezon şimdiya kadar attığı goller aşağıda. Ayrıca bugün Beşiktaş'ın Galatasaray'ı 0-1 yendiği A2 derbisinde tek golün sahibi:



Ali Kuçik, Beşiktaş altyapısının etkili elemanlarından. Onun bu sezonki istatistikleri de aşağıdaki gibi:




Mert Nobre, Beşiktaş'ın en çok maaş alan oyuncularının başında geliyor. Bu sezon golü yok. Geçen sezon en son Mart ayında bir tane atmış. Sonra sözleşmesi yenilenmiş; yeni maaş hayırlı gelmemiş herhalde.



Ali ve Can, A takımda oynasa bu kadar gol atarlardı diyemem. Ancak Nobre A2'de oynasaydı bu kadar gol atamazdı.

Saygılar.

Ali Ece'nin bir yazısı vardı:
İlhan Mansız'ın, Feyyaz Uçar'ın olmadığı yerde Nobre'ye Santrafor Denir

4 Aralık 2009 Cuma

Çapsız Nobre

Football Manager 2010'dan tarif edeyim.

Forvetlere farklı roller verebiliyorsunuz. Complete Forward, Poacher, Advanced Forward, Target Man vs.

"Complete Forward" var. Adı üstünde "komple forvet" top yapar, geri gelir top alır, uzaktan şu atar, kısa bitirişi de vardır, kafa vurur, çalım atar komple futbolcudur.

Bir de "Target Man" vardır. Onun da adı üstünde, "hedef adam"; ortaların gideceği adres yani.

Peki sayın Mert Nobre, senin çapın ne ki sen orta sahaya gelip de top alıp sağa sola dağıtıyorsun. Bırak o işi başkaları yapsın. Sen önce git kaleye daha yakın bölgelerde gol at. Sözleşmeni uzatıp paranın -tabiri caizse- bi' tarafına vurduktan sonra gol atmayı unuttu.

Vasat bir "Target Man" olabilirsin ancak. Seni Türk vatandaşlığına geçirenlerden başlayıp, senin sözleşmeni uzatanlara kadar uzun bir listeye sövmekte haklı Beşiktaş taraftarı.

3 Temmuz 2009 Cuma

Beşiktaş ve Brezilyalılar





Bu takıma gidip gelmiş kaç sorunsuz Brezilyalı var merak ediyorum. Kalanlar da çoğu zaman sorun oldu.


Ailton: Schalke'de yaşadığı sorunlardan sonra Siyah-Beyaz'lı takıma geldi. Ki o sezon Schalke adına 14 gol atmıştı. Klasik Beşiktaş transferleri gibiydi. Hep "aşağı" edilmesi gereken adam oldu. "Şişko lan bu" muhabbetleri aldı başını gitti. Bir süre kronik sakatlığı olduğu iddia edildi. Onun fişini çeken konuşma: "Sen git dünya kupasında oyna, cupa sud americana'da oyna, manchester united'la premier ligde oyna..şimde gel, neresiydi? rize stadında oyna". Bunu dediği adam da bir sonraki Brezilyalı Jose Kleberson. Söylerken bayağı eğleniyordu Ailton. Bu arada benim gibi kilolu ve Beşiktaşlıysanız size de birileri "Ailton!" diye hitap etmiştir.




Kleberson: Man U'da sakatlığı nedeniyle yeterince forma şansı bulamamıştı. Evvelinde Paranaense ile şampiyonluğa ulaşmıştı. 2002 Dünya Kupasının sahibi Brezilya Millî Takımında en önemli oyunculardan biri oldu. Teknik direktörü onun için: "Takımın en önemli oyuncusu" bile diyecekti. Man U transferi de bundan sonra gerçekleşti. Ancak başta dediğimiz gibi sakatlıklardan dolayı tutunamadı Man U'da. Beşiktaş'a geldi. Olay üstüne olay oldu, sürekli bir sorun. Psikolojik sorunları falan var denildi, zaten adam da küstü. Beşiktaş'tan kaçışıyla cezaya çarptırıldı. Oysa ki gelişi ne de güzeldi. Geçen gün Konfederasyon Kupasında Brezilya formasını yeniden sırtına geçirdiğine şahit olduk.


Ricardinho (Rico Paşa): Üst üste 3 Üst düzey turnuvada Brezilya Millî takımının formasını giydi. Brezilyada kaldırmadığı kupa ve almadığı ödül yok. Uluslararası tecrübesi de hayli yüksek. Beşiktaş'a gelişi olay olmalıydı ama yanlış zamanda geldi. "Delgado-Rico yan yana oynar mı?" diye tartışıldı sürekli. Adamı karaladılar sürekli. Aurelio ile kavga etti... Pardon, Aurelio ve yandaşları stad'ın otoparkında adama saldırdı! Aurelio, kendisine ırkçılık yaptığını söylemişti. Ayrıca Rico efendi adamdı. Bu olayın ardından "ben sahada futbolumla cevap vereceğim" dedi; veremedi. "Disiplinsiz" davranışlarından dolayı kadro dışı kaldı. Biz bunu da yedik. Daha kötüsü Delgado'ya tanınan şans bu adama tanınsaydı ne olacaktı onu hiç bilemedik. Adam Brezilya millî takımında "10" numarayı giydi; Beşiktaş'ta giyemedi Delgado sayesinde. Tamam Delgado daha genç ancak takımda bir "denge" yaratılabilinirdi.

Mert Nobre: Fenerbahçe'de Alex'ın beslediği adamdı. O sistemde öyle bir yeri vardı ki Anelka yedek kalıyordu, bazen de kanat oynuyordu. Emre Aşık Beşiktaş forması giydiği zamanlarda, Nobre Fenerbahçe forması giyiyordu. Erman'ın sözleriyle "basur" kontrolü yedi sahanın ortasında. Daha sonra Beşiktaş'a geldi ancak eskisi kadar golcü olamadı. Takımda kalması için tek neden "Türk" olması ve inanılmaz maaşı. Şu anda Beşiktaş'ın ileri hattı: Nihat, Batuhan, Bobo, Holosko ile yeterli güce sahip. Geçen sezon Figer yine attı çalımını ve manyak bir maaşla Nobre'yi Beşiktaş'a bağladı. Oyunu hakkında bir şey demeye gerek yok. Biraz kazma olsa da hem bitirici hem de mücadeleci yanı yüksek. Pas vermeyi bilse ve biraz daha soğukkanlı olsa ön libero için ideal adam.


Son olay adam ise Bobo. Hakkında bir şey demeye gerek yok, daha unuttuğumuz bir şey de yaşayamadı. Genç yetenek olarak geldi, patlama yapacak dendi; yapamadı. Her türlü tecrübe kazandı. Kupa kazandı, şampiyonluk yaşadı; kaleye bile geçti! Beşiktaş forması altında bir özel maç için Brezilya Millî takımına davet edildi ancak öyle kaldı. Şampiyonlar Ligine gidecek Beşiktaş için olmazsa olmaz adam. Bu sezon yine ona güveniyor Beşiktaş. Satılmaması lazım. 4 sene sonra büyük bir turnuvada kendisini görürsek hoş olmaz.


6 Mart 2009 Cuma

Mert Nobre / Kalmalı mı, Gitmeli mi?

Juan Figer yine ortalığı karıştırmakta. Bu herife olan nefretim gün geçtikçe artıyor.

Mert Nobre, Beşiktaş Futbol Takımının ikinci kaptanı. Takımın 3 forveti (Bobo-Holosko-Nobre) arasında "en zayıf halka" aslında teknik kapasite olarak. Zaten bunu tüm Türkiye biliyor. Ancak tekniğindeki eksikleri "hırs" sayesinde kapatıyor. Neyse, Juan Figer tutturmuş bir 1.000.000 Euro muhabbetidir gidiyor. Yıllık ücret değil bir milyon; "imza parası". "Vay be!" diyorum içimden, o pazu bandı kimlere kalmış. Acaba Nobre, Figer'e: "Ben Beşiktaş'ta oynamak istiyorum, takımın kaptanıyım" diyemiyor mu? Yoksa demesi hiçbir işe yaramıyor mu? Koskoca Beşiktaş JK Nobre sınıfındaki bir oyuncu için bu kadar uğraşmasın bile bence, bıraksınlar bakalım nereye gidecek Nobre. Figer nereden "komisyon" yiyecek daha iyi.

Seneye Bobo-Holosko-Batuhan elde tutulursa Nobre'ye zaten gerek kalmaz bence. Zaten Nobre sadece ve sadece "yerli" statüsünde olduğu için takımda tutuluyor. Aklı başına gelmiş bir Batugol Nobre'den çok daha iyi iş yapar.