12 Aralık 2009 Cumartesi

Fener Seninle Güzel


Fenerbahçe en son 10'un oynamaya karar verdiği Galatasaray ve kupada Steaua maçını kazanmıştı. Bugün de oynamaya karar verince gemisini kurtardı. Yanına yakınına 1-2 adam daha bulunsa da takım omuzlarına kalmasa. Eskisi gibi 34 maçın 20'ini tek başına kazandıramıyor artık.

Everton'ın Pembe Çizgili Forması



Zaten bu sezonun mavi forması yeterince kötüydü Everton'ın.

Pembe çizgili siyah formalarını yeni gördüm, daha kötüsü olamazdı bence. Deplasman forması olarak farklı renklerde forma kullanılmasına karşı değilim ama bu İngilizler bir garip.

Kulüp logosunu bile pembe yapmışlar, öehh be arkadaşım.

Antalyaspor 2-0 Öne Geçmesin

Geçen sezonun Beşiktaş'ın ilk maçıydı.

Antalya deplasmanında Tello sol bek oynuyordu Ertuğrul Sağlam'ın sisteminde. Antalya Beşiktaş'ın sol kanadından iki gol atıyor, benzer goller.

Ertuğrul Sağlam oyuncu değişikliği falan toparlıyor sol kanadı.

Beşiktaş Delgado'nun bir, Bobo'nun iki golüyle 3-2 öne geçiyor bir anda.

Dün akşamda benzer sahne yaşandı. Antalyaspor aynı golden iki tane attı, daha sonra 3 tane yedi. Ancak Beşiktaşla maç yaparken Şifo değil başka bir hoca vardı takımın başında. Şehrin kültüründe var bu herhalde.

Dün maçın 2-3'e döneceğini tahmin etmek çok zor olmadı yani.

Burj Dubai

Aklıma böyle uzuuun bir yapıyı görünce Paris St.Germain deplasmanına giden Hakan Şükür geldi. Hakan, Eiffel'in oralarda geziyordu. Yanında da Televole ekibi. Hakan o zamanlar esprili zamanlarında tabii. Ne düşünüyorsun böyle bir yapı hakkında diye sordular Hakan'a. O da; "Hayatımda ilk kez benden uzun bir şey görüyorum" demişti kahkalarla. Hakan Şükür - Eiffel neyse Eiffel - Burj Dubai odur işte.

Sinan Bolat'tan Memlekete Selam


Malum 2-3 gündür Sinan gündemde. Attığı gol, öyle basit bir gol değildi. Palop'un Shaktar'a uzatmanın son saniyesinde golü atarak Uefa'yı ve Süper Kupa'yı Sevilla'ya getiren yolda yaptığı kıyak gibi bir şey olabilir bu da. Yanlız, kafam ayrıntıya çalıştığından formasına takılmıştım. Formasındaki 38 numara memleketi Kayseri'ye bir selam. Kayseri doğumlu. Babası zamanında çalışmak için ailesiyle tabii Sinan ile gidiyor Belçika'ya. Oradan buraya. Golden sonra da golü Türk Halkı'na armağan etmiş kendisi klasik olarak.

Kayseri'li adamı da transfer ederken para konusunda 2 kere düşüneceksin arkadaş.

Elano'nun Ayak Sesleri

Yavaş yavaş geliyor. Ama sert geliyor. Galatasaray'ın sürekli olarak bahsedilen hücum zenginliğine bir oda daha altın geliyor. Bu tabir Arda varken biraz fazla olabilir, lakin hakediyor bunu Elano.

Elano, Kewell - Keita - Arda - Baros - Nonda'dan farklı olarak, iyi oynarsa takımı üst seviyeye taşımasının yanı sıra bu saydığımız isimleri de yukarıya çıkartıyor. Çünkü Elano'nun oyunu bu isimlere katkı sağlama ve kendi başına katkı verme üzerine. 2 haftadır da Galatasaray, Elano'nun iyi performans vermesi ile rakip kalede çok pozisyona girmeye başladı. Pozisyonlara girmesinin yanısıra ceza sahasına tehlikeli giriyor Galatasaray. Bugün Keita'nın golünde Kewell'a attığı top ve attığı golde önüne aldığı top, sonuca giden ürünler olsa da sonuca gitmeyen bölümlerde saha içerisinde harika işler yapıyor. Çünkü, oyun karakteri bu yönde. Bugün sağ kanatta Keita ile oynadığı oyunda eğer bek Sabri olsaydı, çizgiden 7-8 kere orta açabilirdi Sabri.

Devre arasında takıma oturması tamamlanırsa takımın ilk 5-6 haftadaki hücum zenginliğini bir üst seviyeye çıkartılmış olarak görürüz. Dikine oynayabilen ve oynatabilen bir futbolcu çünkü Elano. Yeni bir transferden bile faydalı olur devre arasında...

11 Aralık 2009 Cuma

2 Avans 3'te Biter


2-0'dan geriye dönmek sebebiyle hava atma amacı gütmeyen bir başlık bu, 2 tane gol armağan eden Galatasaray savunmasının yüzünden 3 tane atılan golün yüzünden atılmış bir başlık bu.

2 tane aptalca yenilen gol. Hele ilk gol. Defalarca dedim. Galatasaray savunma özürlüdür. Golleri izlediğinizde hele ilk goldeki taktiği anlayan varsa beri gelsin.

Abdelkader Keita'nın ilk golü. Güntekin'in Keita o kadar paraya alındı, golü yok ligde adlı önerisi çürüdü artık.

Kewell, Türk lokumu maşallah.

Elano Blumer, bugün attığı gole benden çok sevinen olamaz. Attı sonunda. Oynadığı topu, attığı pasları oturup tekrar izlemeli.

Aslında kırılma noktası, Necati'nin direkten dönen topu. Döndü, Elano'nun golü oldu. Ona da "Rıdvanca" cevap verelim. "O da 10 cm aşağı vursaymış arkadaş."

Ömer beyefendi de, ilk yarıda göğsünü tutuyordu, sakatım diye. Arda, ağır ağır çıkarken Ömer'i gösterip ciğerimizi soğutsalardı keşke. Allah herkese o duyguyu nasip etsin. Vakit geçiren Ömer'in acele etme çabasını...

24 saatliğine liderlik. 3 haftada 2 puan alan, 20 dakikada 2 gol yiyen bir takımın geri dönüşü sonucu 3 gol atarak kazanması. Müthiş bir konsatrasyon ve zihin...