Konuk Yazar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Konuk Yazar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

3 Haziran 2010 Perşembe

Bu Kez Gökmavilikleri Kadar Uzak | 2010'da İtalya

Dünya Kupası Takımları incelemeri arşivine bir katkı da İtalya ile Cartalete blogu yazarı Forza'dan da tanıdığım abimizden. Yazıya giriş yapmadan önce "konuk yazar"ımız hakkında bir şey söylemek istiyorum. Kimi okurlar uzun yazı okumayı sevmezler, siz onlardan değilseniz şiddetle tavsiye edeceğim blogdur. Uzun ve sıkıcı olmayan yazı bulmanın pek kolay olmadığını düşünürsek Cartalete Blogu kaçırmayın derim.

Keyifli okumalar, Cartalete'ye teşekkürler.

Son Dünya şampiyonunda o günden bu yana çok şey değişti aslında... En başta Totti'nin milli takımı bırakmasıyla, kupayı getiren 4-4-1-1 sistemi yürüyemez oldu. Konfederasyon Kupası'nda Lippi farklı arayışlar içine girdi. Totti'nin yerine bir forvet arkası bulmak yerine, Luca Toni'nin yanına bir ikinci santrafor olarak Iaquinta'yı düşündü. Tutmadı, hem de hiç... Lippi'nin bu turnuvadan boynu bükük, yeni planlarını ve Luca Toni'yi çöpe atmış olarak döndü... Dünya Kupası elemelerinde ise, kendilerini Azzurri formasıyla kanıtlanmış oyuncular yerine, Serie A'da hep formda olan fakat bir türlü milli takımda as olamamış oyunculara yöneldi Lippi... Gilardino, Pazzini, Di Natale, Pepe, Palombo gibi isimlerdi bunlar. Ve bununla birlikte sistemi de değiştiriyor, Dünya'nın hemen hemen her bölgesinde benimsenmeye başlanan 4-3-3 sistemini kullanarak,santrafor bölgesinde Luca Toni, geçmişten Vieri, Del Vecchio gibi statik, güçlü oyuncuların yerine, artık Gilardino, Pazzini gibi hareketli santraforları kullanmaya başlıyordu... Doğrusu da buydu, İtalya yeniden bir sıçrayış gösteriyor ve zayıf olarak da nitelendireceğimiz gruptan lider olarak Afrika biletini kapıyordu...
İtalya'nın 2010 Dünya Kupası değerlendirmesine, Lippi'nin şuanda elinde bulunan 28 kişilik kadroyu sunarak başlayalım...

Kaleciler: Buffon (Juventus), De Sanctis (Napoli), Marchetti (Cagliari), Sirigu (Palermo). Burada fazla takılmaya gerek yok, Buffon her zamanki gibi Azzurri'nin birinci eldiveni olacaktır...

Defans oyuncuları: Bocchetti (Genoa), Bonucci (Bari), Cannavaro (Juventus), Cassani (Palermo), Chiellini (Juventus), Criscito (Genoa), Maggio (Napoli), Zambrotta (Milan). İtalya'nın her kadrosunda belli bir iskeleti olan ve her zaman en güvendikleri bölgeleri "defans 4'lüsünde" bu kez bir belirsizlik hakim... Turnuva öncesinde yerinin en garanti olduğunu söyleyebileceğim tek isim Chiellini... Fakat yanında bulunan, 2006 Dünya Kupası'nda bütün İtalya'nın "un capitanosu" olmuş Cannavaro'nun, son dönemlerde fizik olarak büyük düşüş içersinde olduğunu görebiliyoruz... Lippi de, eleme maçları olsun, hazırlık maçları olsun, Cannavaro'nun yerine bir alternatif bulma arayışı içine girdi bu sezon. Ama sonunda yine O'na sarıldı diyebilirim... Ferrari, Serie A'da kalsaydı çok büyük ihtimalle Dünya Kupası yolcusuydu... Zira, Genoa'dan yancısı Bocchetti, neredeyse Cannavaro'yu kesecek kadar yükseldi...Sol bek bölgesinde yine 2006'nın yıldızlarından Grosso kadrodan çıkartıldı. Burada Genoalı Criscito yanlız kaldı diyebilirim... Sağ bek bölgesinde yine bir efsanenin (Zambrotta) yanında iki isim daha var. Palermo'da henüz bir iki yıl öncesinde tribünlerde ıslıklanan adam olmuş fakat geçtiğimiz sezonda müthiş performans göstermiş Cassani ve fiziğiyle göz dolduran Napolili Maggio. Zambrotta'nın sene sonuna kadar yeri sallantıdaydı aslında... Fakat Milan'la çıktığı son lig maçlarında "bende hala çok iş var" dedirtti açıkcası. Grosso'ya acımayan Lippi, Zambrotta'yı kadroda tuttu. Büyük ihtimalle 11'deki yerini de alacaktır. Cassani ve Maggio'dan biri de, 28'den 23'e indirilecek olan kadroda İtalya'ya uğurlanacaktır...
Ortasaha oyuncuları: Cossu (Cagliari), De Rossi (Roma), Gattuso (Milan), Marchisio (Juventus), Montolivo (Fiorentina), Palombo (Sampdoria), Pirlo (Milan). Burada da bana göre İtalya'nın banko 3'lü ortasahası: De Rossi - Pirlo - Marchisio olarak şekillenecektir.

Atak oyuncuları: Camoranesi (Juventus), Pepe (Udinese), Borriello (Milan), Di Natale (Udinese), Gilardino (Fiorentina), Iaquinta (Juventus), Pazzini (Sampdoria), Quagliarella (Napoli), Giuseppe Rossi (Villarreal). İtalya'nın 3'lü forvet oynayacağını ön görürsek, bu oyuncuları iki kategoriye ayırmak gerekir: Kenar forvetler ve santraforlar... Sağ forvet olarak oynayabilecek isimler: Camoneresi, Pepe, Quagliarella... Camoneresi de iyi bir sezon geçirmemesine rağmen, o bölgenin en hakkını verecek oyuncudur. 2006 Dünya Kupası'nı alan oyuncular içersinde, Buffon ve Pirlo ile birlikte tekrardan yeri garanti olan 3 isimden biridir bana göre. Sol forvet oynayabilecek isimler: Di Natale, Rossi, Quagliarella, Pepe... Burada da formayı alacak olan oyuncu hiç tartışmasız, ilk milli formasını 2002 yılında Türkiye'ye karşı giymiş olmasına rağmen, Azzurri'de as oyuncu olabilmek için bu günleri bekleyen, Serie A'da uzak ara gol kralı olan Antonio Di Natale olacaktır... Santraforlar: Borriello, Iaquinta, Pazzini, Gilardino... Burada Lippi, Gilardino ve Pazzini arasında zor bir karar verecektir... Bir tarafta eleme maçlarının yıldızı, İrlanda deplasmanında attığı son dakika golüyle takımını Afrika'ya götüren Gilardino, diğer tarafta Serie A'nın yıldızı, özellikle son haftalarda hem ligin kaderini değiştiren, hem de Sampdoria'yı Şampiyonlar Ligi'ne taşıyan Pazzini... Ama burada Lippi'yi ilgilendiren şey, oyuncunun milli takımda ne yaptığı olacaktır. O nedenle Gilardino bu konuda kredisini bir hayli yükseltti... Borriello ve Iaquinta'dan en az biri, İtalya yolunu tutacaktır...

Lippi'nin Dünya Kupası öncesi nasıl bir şablon düşündüğünü ve bu şablon içinde hangi oyuncuları kullanmak istediğini test edeceğimiz bir maç var; İtalya'nın bu sezon oynadığı son "ciddi" resmi maçı olan İrlanda deplasmanında, takımın nasıl bir 11'le çıktığına bakalım:
Bu kadro ışığında değerlendirmek gerekirse: Palombo'nun yerini, Juventus'un bu sezon "bataklık gülü" olan Marchisio; kadro dışı kalan Grosso'nun yerini Criscito; yine kadroda olmayan Legrottaglie'nin yerini herşeye rağmen Cannavaro; Iaquinta'nın yerini Gilardino alacaktır diye düşünüyorum. Sonuç olarak kendime göre Azzurri'nin, Afrika'da göreceğimiz en muhtemel 11'i şöyle şekilleniyor;
Gelelim Dünya Kupası şansına... Elbette favori değiller, aslında 2006'da da değillerdi... Ancak, herşeye rağmen İtalya'yı 2006'da favori gören ben, bu kez aynı duyguları hissetmiyorum... Çok şey değişti İtalya'da... O dönemde takımı sürükleyen Zambrotta, Pirlo, Gattuso, Cannavaro, Camoneresi gibi oyuncuların bugün temposu çok düşmüş durumda... Totti gibi bir oyuncu bu kez hiç yok... O dönemde Del Piero, Materazzi gibi tecrübeli oyunculardan bile yararlanmıştı İtalya... Keza yine o turnuvada çok iyi durumda olan Perrotta, Luca Toni, Grosso gibi isimler kadroda bile yok. İşin kötüsü, yerlerini alabilecek bir alt yapıda oluşmadı İtalyan milli takımında açıkcası. O nedenle ben bu kez Azzurri'nin şansını çok az buluyor, hatta bu kez o kupayı gökteki mavilikler kadar uzakta görüyorum... Ama yinede iyi bir gruptalar ve çeyrek finale kadar fikstür şansları da var. Slovakya, Yeni Zellanda, Paraguay'ın olduğu gruptan lider çıkacak, akabinde son 16'da Japonya, Danimarka, Kamerun'dan biriyle karşılaşarak, çeyrek finale yükselecek gücü görüyorum İtalya'da... Ama bu kupada tekrardan iddialı olup-olmadıklarını test edeceğimiz maç, çeyrek finalde ortaya çıkacak... Çünkü, çok büyük ihtimalle bu kez rakip İspanya olacak...
İtalya'yı her ne kadar favori dışına koysam da, onları kolay lokma zanneden yanılabilir... Yine de formalarında kazanmaya alışmış, içlerinde kim olursa olsun zirve yolunu kovalamış bir büyü vardır. Fikstür avantajıyla gelecekleri İspanya karşısında, alacakları ters bir sonuç yine final hatta kupa yolunu açabilir. Buna da hiç şaşırmam... Dünya Kupası, dakikaların oyunudur.... Burada iyi futbol ya da takım olmaktan öte "adı tam konulmayan" başka sinerjiler de gerekir. Adı konmamıştır, ama Azzurri formasıyla daha önceleri çok kez örneklenmiştir...

31 Mayıs 2010 Pazartesi

2010 Dünya Kupasına Doğru "Domenech'in Fransası"

Dünya Kupası 2010 Millî Takım incelemelerine devam...

Bu sefer konuk yazarımız Arsenal Türkiye Blogu yazarlarından Ryuzaki. Kendisinin blogumuza hediyesi Fransa Millî Takımı incelemesini yayınlıyoruz.

Keyifli okumalar. Ryuzaki'ye teşekkürler.


Fransa son uluslararası kupalarda başarısızlık serisi yapmış bir takım. Ülke olarak Domenech'i hiç istemiyorlar ve nedendir bilinmez Fransa Federasyonu ona sahip çıkıyor. Ancak Dünya Kupası başlamadan hemen önce alınan bir kararla Dünya Kupasından sonra takımın başına Bordeaux'dan ayrılan Laurent Blanc'ın geçeceği söylendi. Sanırım bu karar Domenech’in Fransa’ya oynattığı kötü oyuna karşı bir ambargoydu. Bu karar Fransa milli takımına olumlu yansıyabilir çünkü Domenech başka takım çalıştırabilmek için Fransa milli takımına başarılar getirmek veya en azından iyi oyun oynatmak zorunda. Bilindiği gibi Fransa gibi bir takıma savunma futbolu oynatıyor diye çok eleştiriliyor. Böyle muazzam oyuncuları olan bir takıma 4-3-3 oynatıp doğru düzgün pozisyona sokamamak ciddi bir sıkıntı.



Gelelim Domenech’in milli takıma aldığı isimlere ve dünya kupasında oynayacak muhtemel kadrosuna ;

Kaleciler: Hugo Lloris (Lyon), Steve Mandanda (Marsilya), Cedric Carrasso (Bordeaux),

Savunma: Bacary Sagna (Arsenal), Patrice Evra (Manchester United), William Gallas (Arsenal), Eric Abidal (Barcelona), Sebastien Squillaci (Sevilla), Marc Planus (Girondins Bordeaux), Gael Clichy (Arsenal), Anthony Reveillere (Lyon)

Orta Saha: Alou Diarra (Bordeaux), Jeremy Toulalan (Lyon), Florent Malouda (Chelsea), Yoann Gourcuff (Bordeaux), Abou Diaby (Arsenal),

Forvet: Thierry Henry (Barcelona), Nicolas Anelka (Chelsea), Andre-Pierre Gignac (Toulouse), Franck Ribery (Bayern Münih), Sidney Govou (Lyon), Djibril Cisse (Panathinaikos),Mathieu Valbuena (Marsilya)

Görüldüğü üzere takımın defans göbeğinde ve defansif ortasaha mevkiinde ciddi sıkıntılar var. Defans bölgesinde Mexes’in, Ortasahada iki oyuncu kurucudan biri olan ve Arsenal’in son dönemdeki kadrosunda yer alıp müthiş oynayan Nasri’nin, Forvette ne kadar Madrid’de forma şansı bulamasada süperstar olan Benzema’nın Milli takıma alınmaması ve Lassana Diarra’nın sakatlanması kadronun dengesini bozdu.

Domenech gene şaşırtıcı bir kararla Lassana Diarra’nın yerine bir ön libero çağırmayacağını açıkladı. Fransız medyası tarafından milli takıma alınmasına en çok tepki gösterilen isimler ; Planus, Cisse ve Valbuena oldu. Gerçekten Mexes,Nasri,Benzema’yı almayıp bu isimleri almak şaşırtıcı bir gelişme, ki zaten 30 kişilik kadroda da bu isimler yer almamıştı.Sanırım Domenech’in bu oyuncularla kişisel sorunları var. Oyuncular arasındaki problemler de kadro tercihlerine yansıyor olabilir çünkü Nasri ve Gallas birbirleriyle konuşmuyorlar.

Fransa’nın son iki hazırlık maçında gözlemlediğim ve Dünya Kupasında oynamasını beklediğim taktik dizilişi ;


Gördüğünüz gibi 4-3-3 için çok hücumcu ve defansif yönü zayıf olan bir kadro. Bir facia Fransa’yı beklebilir, neden derseniz; Domenech zaten hücum yaptıramayan ve defans oynatan bir hocaydı ancak şimdi toplu hücumu düşünürse, defansın göbeğinde bir sol back, formsuz bir Gallas ve Sagna varsa ayrıca ortasahada hiç direnç gösterecek ve defansı çok kuvvetli bir orta sahanız yoksa, Fransa’nın savunma yönünde ve ortasahasında zaaflar ve boşluklar, hücum organizasyonları gene yapılamazsa gol yollarında problem göze çarpabilir ki böyle olumsuzlukları bence göreceğiz.

Domenech’in alternatif olarak belirlediği kadroyuda sizlere sunayım.



Diaby-Henry-Squillaci yedekte olan ama formayı zorlayacak isimler olarak gözüküyor.

Bu Dünya Kupasında Fransa’nın en büyük başarısı kura şansıyla yarı finale kalmak olacaktır yoksa işleri gerçekten zor. Gruplarında Uruguay-Meksika ve Güney Afrika bulunuyor ve bu gruptan çıkmakta bile zorlanacaklardır eminim.

30 Mayıs 2010 Pazar

Hücum - ( Savunma+ Maradona ) = Kupa (?)


Konuk yazarımız CeyKun'dan 2010 Dünya Kupası öncesi Arjantin incelemesi.

Keyifli okumalar, CeyKun'a teşekkürler.


1986 Meksika'da Maradona'nın eliyle kupaya uzanan Arjantin, 2010 Güney Afrika'da bu sefer Maradona'ya rağmen bu kupanın peşinde. 1978'de de bu prestijli kupayı kazanmayı başaran tangocular, son dünya kupasında Almanya'ya çeyrek finalde yenilerek elenmişti. Gergin geçen maçta, Cufre ve Maxi Rodriguez'in atılmasına rağmen maçı penaltılara götürebilen Arjantinliler, penaltı atışlarında 4-2 kaybederek evlerine dönüyorlardı. Dünyanın en başarılı milli takımlarından biri olmasına rağmen; son uluslarası kupasını 1993'de Ekvator'da kazanan tangocular, 2010 Dünya Kupası'nı kazanarak 17 yıllık hasrete son vermek istiyor.


FIFA Dünya sıralamasının 7. basamağında bulunan tangocular, 3 kupayı(Dünya Kupası, Konfederasyon Kupası, Olimpiyatlar) da kazanmayı başaran 2 takımdan biri. Teknik adamlık görevini Basile'den devralan Maradona 2008'den beri Arjantin milli takımının başında. Teknik direktörlük görevine 94'te Arjantin'de(Mandiyu de Corrientes) başlayan Diego, 13 yıl kadar ara verdiği kariyerine 2008'de, Arjantin Milli Takımı ile tekrar hayat verdi.

Dünya Kupası elemelerinde, beklenen performansının çok altında kalan tangocular, son iki maçta aldığı galibiyetlerle G. Afrika biletini kapmıştı. Martin Palermo'nun son saniyede attığı golle şansını son maça taşıyan Arjantin, bu maçta da UruguayBolatti'nin son dakikalara doğru attığı golle yenmişti.Arjantin'in elemelerdeki en golcü isimleri 4'er golle; Riquelme, Messi ve Agüero olmuştu. Fakat tangocuların Bolivya karşısında aldığı 6-1'lik hezimet hafızalardan silinmeyecek bir sonuç olarak kalacaktır.



Kadroyu nasıl bir kafayla yaptığı belli olmayan Maradona'nın 23 kişilik ekibi ise şu isimlerden oluşmaktadır.

Kaleciler: Sergio Romero (AZ Alkmaar), Mariano Andujar (Catania), Diego Pozo (Colon)

Savunma: Gabriel Heinze (Olympique Marseille), Martin Demichelis (Bayern Munich), Nicolas Otamendi (Velez Sarsfield), Walter Samuel (Inter), Clemente Rodriguez (Estudiantes de La Plata), Nicolas Burdisso (AS Roma), Ariel Garce (Colon)

Orta saha: Javier Mascherano (Liverpool), Jonas Gutierrez(Newcastle United), Angel Di Maria (Benfica), Mario Bolatti (Fiorentina), Juan Sebastian Veron (Estudiantes de La Plata),Javier Pastore (Palermo), Maxi Rodriguez (Liverpool)

Forvet: Lionel Messi (Barcelona), Gonzalo Higuain (Real Madrid), Carlos Tevez (Manchester City), Sergio Aguero (Atletico Madrid), Diego Milito (Inter), Martin Palermo (Boca Juniors)


Kadrosuna Javier Zanetti, Cambiasso, Lucho Gonzalez, Lavezzi, Zarate, Lisandro Lopez, Riquelme gibi isimleri almayan Maradona'nın 11'inin şu isimlerden oluşması bekleniyor.


Kadrosuna bu kadar önemli oyuncuları almamasına rağmen, tangocular inanılmaz bir hücum gücüne sahip. Forvet ve kanat oyuncuları çok iyi ve formda olan Arjantin'in esas sorunu ise savunma ve kalede gibi görünüyor. Özellikle savunmanın sağında oynatacak direk bir oyuncunun olmaması, J. Zanetti'nin önemini bir kez daha ortaya çıkarıyor. Kalede ise Romero, Andujar ve Pozo gibi tecrübesiz isimler yer aldı. En tecrübeli isim Pozo'nun da sadece 3 kez milli formayı giymiş olması durumun ehemmiyetini gösteriyor.



Ayrı bir paragrafta kesinlikle Javier Zanetti ve Cambiasso'ya açmak gerekiyor. Çok başarılı birer kariyeri bulunan iki futbolcunun da kadroya alınmaması, olası bir başarısızlıkta Maradona'nın başını çok ağırtacaktır. 15 yıldır Inter forması giyen ve 11 yıldır kaptanlık yapan J. Zanetti'nin kariyerinde sayısız başarısı bulunuyor. Son beş sezonda beş şampiyonluk kazanan "Il Capitano", 136 maçla milli formayı da en çok terleten isim. Özellikle bu sezon Jose Mourinho ile başarısını ve performansını en üst düzeye çıkaran Zanetti'nin son hedefi de, G. Afrika'da dünya kupası kaldırmak olabilirdi. Fakat futbolun yaşayan efsanesi buna izin vermedi. Zanetti için yazdıklarımın hepsi olmasada çoğu Cambiasso içinde geçerli. Kariyerinde Real Madrid ve Inter gibi önemli takımlarda oynayarak geçiren "Cuchu", milli formayı da 44 kez giymişti. Bu sezon gelen 3 kupalı müthiş başarıda, büyük katkıları bulunan bu iki oyuncunun yokluğu özellikle büyük maçlarda, işin savunma tarafında çok aranacaktır.




Maradona'nın kafasındaki en büyük soru işareti ise; en soldaki arkadaşın yanında kimi oynatacağıdır. Bana kalırsa en büyük favori kadroda da yer verdiğim Carlos Tevez. Man City'li oyuncu, sezon boyunca adeta tek başına sırtladı takımını. 35 lig maçında attığı 23 gol ve 7 asist ile çok başarılı bir sezon geçiren Tevez'i zorlayacak bir diğer isim ise Diego Milito. Inter'in oynadığı son 3 resmi maçta 4 gole imza atan ve takımının 3 kupayı kazanmasında büyük rolü olan 30 yaşındaki oyuncunun; ligde 22, şampiyonlar liginde ise 6 golü bulunuyor. Messi'ye partner olabilecek bir sonraki aday ise Gonzalo Higuain. 22 yaşındaki genç oyuncu bu sezon Real Madrid formasıyla çıktığı 43 maçta 30 gol, 8 asistlik bir performans sergiledi. Direkt oynayacağını varsaydığımız Lionel Messi ise, kariyerinin en iyi sezonunu geçirdi ve 48 gol, 14 asistlik bir performans gösterdi 55 maçta. Arjantin'in göstereceği performansta ne yapacağı en çok merak edilen Leo, teknik direktörü Maradona tarafından da övgü dolu sözler alıyor. Kendisinden iyi bir futbolcu olduğunu söyleyen Diego, ayrıca "o sahadayken her an gol atabilirsiniz" tarzındaki açıklamalarıyla Messi'yi Dünya Kupası'na hazırlıyor. Bu isimlerin dışında Sergio Kun Agüero gibi biri daha yer alıyor Arjantin kadrosunda. Ama kendisi çok üst düzey bir takımda oynamadığı için ve bu sezon diğer oyunculara nazaran düşük bir performans gösterdiği için yedek kalacaktır. Kadrodaki son forvet oyuncusu ise; Fransa'da yılın futbolcusu seçilen Lisandro Lopez'in yerine tercih edilen, 37 yaşındaki deneyimli isim Martin Palermo. Peru maçında attığı golle takımına hayat veren Palermo, oyunun sıkıştığı bölümlerde Maradona'nın yararlanacağı isim konumundadır.


Bu sezon oynadığı futbolla büyük klüplere göz kırpan Angel Di Maria, kaptan Javier Mascherano, Inter'in muazzam savunmasının lideri Walter Samuel, İspanya'da geçirdiği iyi sezonların ardından bu sezon Liverpool'a geçen Maxi Rodriguez gibi isimlerin de takıma üst düzey katkı vereceği şüphesiz. Yukarıda da belirttiğim gibi esas soru işaretleri, bu oyuncuların dışındakilerden kaynaklanıyor. Veron'un ilerleyen yaşı, Demichelis'in savunmada ağır kalması, Heinze ve Otamendi'nin stoperden kırma bekler olması ve kaleci problemi, Arjantin'in canını sıkabilecek noktalar.


Dünya Kupası'nda B Grubunda yer alan tangocuların rakipleri ise, Nijerya, Yunanistan ve Güney Kore . Arjantin Maradona'ya rağmen grubu lider tamamlamayı bilecektir. Daha sonra ise, en büyük sürprizlerin yaşanabileceği grup olan A grubunun 2. sini bekleyecektir. Meksika, Uruguay, Fransa, Güney Afrika; herkesin 1. veya 4. olacağı gruptan gelen rakibini de saf dışı bırakabilecek olan tangocular, esas zorlukları çeyrek finale kaldıklarında görecekler. Büyük ihtimal İngiltere ile karşılaşacak olan Arjantin; Capello ile tekrar yapılanan İngilizlere diş geçirebilecek mi?

Umarım geçiremezler, olası bir kupa zaferinde Maradona'nın Buenos Aires sokaklarında çırılçıplak koşacağı düşünülürse...

24 Mayıs 2010 Pazartesi

Eski Dünya Kupalarını Özleyen Bir G. Amerikalı| URUGUAY


Dünya Kupası 2010 heyecanına devam ediyoruz. Konuk Yazarımız CeyKun'dan Sırbistan ve Fildişi Sahilleri incelemelerinin ardından "Uruguay" incelemesi

Herkese keyifli okumalar, CeyKun'a teşekkürler.



1930 ve 1950'de Dünya Kupasını kazanmayı başaran Uruguay, ondan sonra en büyük başarısını 1970 Meksika'da 4. olarak gösterdiler. Son olarak G. Kore & Japonya işbirliğinde gerçekleşen turnuvaya katılan Uruguay, ilk turda elenmişti. 2002'de Fransa, Senegal ve Danimarka ile A grubunda yer alan "Olimpik Gök Mavililer", grupta 2 beraberlik alarak 3. olmuştu. Danimarka'ya yenilip, Senegal ve Fransa'yla berabere kalan gök mavililer ülkelerine erken dönmüşlerdi. 2002'deki gibi Fransa ile aynı grupta yer alacak gök mavililerin diğer rakipleri ise: G. Afrika ve Meksika.


FIFA Dünya sıralamasında 18. sırada bulunan Uruguay'ın tarihinde 2 Dünya Kupası, 14 tane de Copa America şampiyonluğu bulunuyor. Uruguay'ı; kariyerinde Boca Juniors ve A.C Milan gibi önemli takımlarda görev alan Oscar Tabarez çalıştırıyor. 63 yaşındaki teknik adam son olarak Arjantin'de Velez Sarsfield'ı çalıştırmıştı.



Güney Amerika elemelerinde 5. olup, play-off oynamaya hak kazandılar. Play-offtaki rakipleri Costa Rika'yı da 1-0 ve 1-1'lik skorlarla saf dışı bırakan gök mavililer, G. Afrika'ya gitmeyi başardılar.

Oscar Tabarez'in kupa öncesi açıkladığı 26 kişilik kadrosunda ise şu isimler yer alıyor:

Kaleciler: Fernando Muslera (Lazio), Juan Castillo (Deportivo Cali), Martin Silva (Defensor Sporting)

Savunma: Diego Lugano (Fenerbahçe), Diego Godin (Villarreal), Andres Scotti (Colo Colo), Mauricio Victorino (Universidad de Chile), Martin Caceres (Juventus), Jorge Fucile (Porto), Maximiliano Pereira (Benfica)

Orta saha: Sebastian Eguren (AIK Stockholm), Alvaro Pereira (Porto), Walter Gargano (Napoli), Diego Perez (AS Monaco), Alvaro Fernandez (Universidad de Chile), Alvaro Gonzalez (Nacional), Jorge Rodriguez (River Plate, Uruguay), Nicolas Lodeiro (Ajax), Jorge Martinez (Catania), Egidio Arevalo Rios (Penarol), Ignacio Gonzalez (Levadiakos)

Forvet: Luis Suarez (Ajax), Diego Forlan (Atletico Madrid), Sebastian Abreu (Botafogo), Edinson Cavani (Palermo), Sebastian Fernandez (Banfield)

Kadroda ilk bakışta Cristian Rodriguez ve Abel Hernandez gibi önemli isimlerin eksikliği göze çarpıyor. Kendi takımlarında başarılı bir sezon geçiren Rodriguez ve Hernandez'in yokluğu aranabilir. Özellikle Hernandez genç ve potansiyeli yüksek bir oyuncu. 19 yaşındaki Abel bu sezon Palermo formasıyla ligde 7 gol kaydetti. Tabarez, forvet hattında önemli isimler bulunduğu için tercih etmemiş olabilir genç oyuncuyu. Cristian ise sezon içerisinde geçirdiği sakatlıklardan dolayı kadroya dahil edilmemiş olabilir. Bu isimlerin dışında ; Forlan, Suarez, Cavani, Fucile, Gargono, Godin, Cacares gibi etkili isimlere sahip gök mavililerin 11'i ise, şu şekilde olabilir.



11'e yazdığımız oyuncular dışında ise Caceres, Eguren, Cavani gibi önemli yedek oyuncuları da bulunuyor. Uruguay'ın, daha önce incelediğimiz Sırbistan ve Fildişi Sahilleri'ne göre kaleci sıkıntısı bulunmuyor. 1 numara Lazio'lu Muslera'ya emanet edilecek gibi gözüküyor. Bunun yanında Pereiralı, Luganolu, Godinli, Fucileli savunma hattı; diğer takımları sıkıntıya sokabilecek düzeyde. Orta sahanın ortasında da Eguren, D. Perez ve Gargono gibi oyuncuları bulunan Uruguay'ın tek eksiği kanatlar gibi. Cristian Rodriguez'in yokluğunda, Lodeiro, M. Pereira, I. Gonzalez gibi oyuncularla idare edecek gök mavililer. Forvet hattında ise her teknik adamın görmek isteyeceği oyunculara sahipler. Özellikle Forlan-Luis Suarez ikilisi çok can yakacak gibi.


Deneyimli teknik adam Tabarez'in en güvendiği bölge kesinlikle forvet hattıdır. Çünkü elinde çok formda sezon geçiren Forlan, Suarez ve Cavani gibi oyuncular bulunuyor. Özellikle Luis Suarez inanılmaz bir sezon geçirdi. 23 yaşındaki genç oyuncu bu sezon Ajax formasıyla çıktığı 53 maçta 50 gol, 24 asist gibi ulaşılması güç bir istatistik yakaladı. Takımının ligde 106 gol attığı sezonda 35 gole imza atan Suarez'in bu katkısı, şampiyonluğu getirmeye ise yetmedi ve Twente'nin ardından 2. bitirdiler sezonu. 31 yaşındaki deneyimli oyuncu Forlan ise takımının UEFA Avrupa Ligi'ni kazanmasına büyük katkı sağladı. Finalde Fulham ağlarına 2 gol gönderen Forlan, kupanın Madrid'e gitmesini sağladı. Geçen sezon La Liga'da 32 golle, krallığı kapan Diego, bu sezon ise ligde 18 gole imza attı. Bana kalırsa Villa&Torres ve Messi&Tevez ikililerinden sonra en etkili ikili. Oscar bu oyunculardan istediği verimi alırsa Uruguay'ın başarılı olması sürpriz olmaz.



Uruguay Milli Takımı'nın kaptanlığını ise Fenerbahçe'de forma giyen Diego Lugano yapıyor. Fenerbahçeli oyuncu bu sezon 42 maçta görev aldı ve 6 gole imza attı. Ligde kaçırdığı 9 maçta ise takım savunması oldukça aksadı. Lugano'nun partneri ise Villarealli Diego Godin olacak büyük ihtimalle. 24 yaşındaki genç oyuncu Villareal formasıyla ligde 36 maça çıktı ve 3 gole imza attı. Barcelona'dan Juventus'a kiralanan ve burada genelde sağ bek olarak görev alan Martin Caceres ise Lugano-Godin ikilisinin ardında görev bekleyecek.



Olimpik Gök Mavililer görüldüğü üzere çekinilecek bir kadroyla geliyorlar kara kıtaya. Deneyimli teknik adamları Oscar Tabarez önderliğinde, G.Afrika, Fransa ve Meksikalı gruptan çıkarak son 16 şansını zorlamaları pekte sürpriz sayılmaz.

21 Mayıs 2010 Cuma

Kara Kıtanın Yükselen Değeri | FİLDİŞİ SAHİLLERİ

Geçtiğimiz günlerde 2010'a süpriz adayı olarak Sırbistan'ı blogumuza misafir etmiştik. (Yazının linki burada) Liglerin bitmesiyle birlikte Dünya Kupası heyecanına ısınmaya başladık. Kupaya kadar birçok takımın inceleme yazılarını yayınlamaya devam edeceğiz.

Beşiktaşlılık blogundan yazar arkadaşım CeyKun'un Fildişi Sahilleri Millî Takımı incelemesini blogumuzdan yayınlıyoruz. Kendisine teşekkürler.




Almanya 2006'da da ölüm grubunda(Arjantin, Hollanda, Sırbistan&Karadağ) bulunan "Filler"; Güney Afrika'da da benzer bir durumla karşı karşıya. Almanya'da sadece Sırbistan&Karadağ'ı -2 penaltı golüyle- yenmeyi başaran, filler bu seferde aynı şeyi yaşamak istemiyorlar. Brezilya, Portekiz ve Kuzey Koreyle G grubunda bulunan filler, önemli oyunculardan oluşan kadrosuyla ilk iki için şanslarını zorlayacaklar. İlk Dünya Kupası deneyimini 2006'da Almanya'da yaşayan Fildişi Sahilleri, grubu Sırbistan&Karadağ'ın önünde 3. olarak tamamlamıştı.

.

FIFA Dünya Sıralamasında 27. sırada yer alan filleri; son yıllarda Meksika milli takımını ve Manchester City'i çalıştıran, Sven Goran Erikkson çalıştırıyor. 62 yaşındaki deneyimli teknik adam; kariyerinde bir düşüş yaşıyor ve buna bir dur demek için Fildişi Sahilleri ile birlikte, G. Afrika'da sürpriz peşinde. Ayrıca( tam emin olmamakla birlikte) takımın kondisyonerliğini de son olarak Beşiktaş'ta görev alan Stefano Marrone yapacak.


2010 Dünya Kupası elemelerinin 1. turunda, Mozambik, Madagaskar ve Botsvana'yı safdışı bırakan filler, 2. turda ise Burkina Faso, Malavi ve Gine'nin bulunduğu gruptan 5 galibiyet, 1 beraberlik alarak G. Afrika biletini kapmışlardır.

Fildişi Sahilleri'nin İsveçli teknik adam tarafından açıklanan 32 kişilik aday kadrosunda ise şu isimler yer alıyor:

Kaleciler: Copa Barry (Lokeren), Aristide Zogbo (Maccabi Netanya), Gnanhouan Gérard (Vannes),Vincent de Paul Angban (ASEC Abidjan)

Savunma: Arthur Boka (VfB Stuttgart), Steve Gohouri (Wigan Athletic), Guy Demel (Hamburger SV), Eboué Emmanuel (Arsenal), Kolo Touré (Manchester City), Souleymane Bamba (Hibernian), Abdoulaye Meité (West Bromwich Albion), Benjamin Brou Angoua, Marc Zoro, Siaka Tiéné (Valenciennes), Igor Lolo (AS Monaco)

Orta Saha: Didier Zokora (Sevilla), Yaya Touré (Barcelona), Gilles Yapi Yapo (Young Boys), Didier Ya Konan (Hannover 96), Romaric N’dri Koffi (Sevilla), Emerse Faé (Nice), Cheick Tioté (FC Twente), Kouamatien Koné (CFR Cluj)

Forvet: Didier Drogba, Salomon Kalou (Chelsea), Aruna Dindane (Portsmouth), Gervinho (Lille), Arouna Koné (Hannover 96), Bakary Koné (Olympique Marseille), Kader Keita (Galatasaray), Seydou Doumbia (Young Boys) ve Sékou Cissé (Feyenoord).

Drogba, Kolo Toure, Eboue gibi Premier Lig'de oynayan önemli futbolcuları sahip filler, bu oyunculara yardımcı Zokora, Romaric, Gervinho, Keita gibi isimlerle kupaya renk katacaklardır. S.G. Erikkson'un; oyuncuların normal sezonda gösterdiği performansa bakarak, şöyle bir 11 ile mücadele etmesi sürpriz sayılmaz.

.

İlk 11'inden de görüldüğü üzere çok önemli oyunculara sahip Fildişi'nin handikapları ise; 1 numarayı teslim edecek güvenilir bir ismin olmaması ve Kolo Toure'nin yanında görev alacak iyi ve formda bir stoperin bulunmaması. Kaleyi büyük ihtimal Barry'e teslim edecek Erikkson; savunmada ise, Meite, Demel ve Gohouri üçlüsünden birisini seçecektir.

Fillerin en büyük silahı ise şüphesiz Didier Drogba olacaktır. Fildişi Sahilleri'nin kaptanlığını da yapan Didier; şu ana kadar milli takım forması altında 66 maça çıkıp, 43 gole imza atmış. Chelsea'de çok iyi bir sezon geçiren (37 gol) ve takımının Premier lig ve FA Cup'ı kazanmasına büyük katkı sağlayan Drogba, İsveçli teknik adamın da en çok güvendiği isim olacaktır. Takımın bir diğer kaptanı Kolo Toure ise, Arsenal'de geçirdiği başarılı sezonların ardından, yüksek bir bonservis bedeliyle (15 milyon pound) Manchester City'e katılmıştır. Mavilerle ufak tefek sakatlıklara rağmen başarılı bir sezon geçiren Kolo, takımının son anda Ş. Ligi biletini kaptırmasına engel olamamıştır. Bu yaz ise, Afrika'da takımının savunmadaki en güvenilir ismi olacağı kesin.

Takımın hücumdaki bir diğer önemli ismi ise, Lille'de başarılı bir sezon geçiren Gervinho olacak. Bu yıl Ligue1'de 13, UEFA Avrupa Ligi'nde ise 5 gol kaydeden oyuncunun hedefi, kendini Afrika'da gösterip, önemli bir takıma transfer olmak olacaktır. 22 yaşındaki oyuncuyu Fransa'da iyi performans gösterip, yükselen oyuncuları kadrosuna katan Lyon'un alması sürpriz sayılmaz. Sidney Govou'nun da büyük ihtimal takımdan ayrılacağı düşünülürse, yerinde bir transfer olabilir.

Takımın orta sahasına gelirsek, bana kalırsa Erikkson'un en güvendiği bölgedir. Yaya Toure önderliğinde Zokora ve Romaric'den oluşan üçlü, fizik bakımından neredeyse hiç bir ülkenin ulaşamayacağı düzeydedir. Sevilla'nın Kral Kupası'nı kazanmasında ve ligi 4. bitirmesinde, işin hammallık kısmını yapan Zokora-Romaric ikilisinin katkısı yadsınamaz. Keza aynı şeyleri Barça'da Yaya Toure içinde söyleyebiliriz.

Tüm bu oyuncuların yanında Eboue, Salomon Kalou, Kader Keita, Boka ve B.Kone gibi isimleri de ekleyince potansiyeli çok yüksek bir takım ortaya çıkıyor. Tecrübeli teknik adam Erikkson kaleyi ve defansın göbeğini sağlama alırsa, fillerin Portekiz ve Brezilyalı gruptan çıkıp, çeyrek finale kadar uzanmaları bile beklenebilir.

14 Mayıs 2010 Cuma

2010'a Süpriz Adayı: SIRBİSTAN MİLLÎ TAKIMI

İngiltere, Arjantin, Brezilya, İspanya, Almanya... Kupanın her daim favorilerinin yanında bir de o döneme damga vurması ihtimali yüksek takımlar vardır. Beşiktaşlılık blogundan arkadaşım CeyKun'un blogumuza hediyesi 2010 Sırbistan Millî Takımı incelemesi. Kendisine teşekkürler.


2003 yılına kadar Yugoslavya'nın bi' parçası olarak izlediğimiz Sırpları, son Dünya Kupası'nda Karadağ ile birlikte 1. turda görmüştük. 2006'da Karadağ'dan ayrıldıktan sonra, ilk defa bağımsız olarak Güney Afrika'ya geliyorlar, hemde hiçte hafife alınamayacak bi' kadroyla.

Beyaz kartallar, Radomir Antic önderliğinde, çoğu Avrupa'da oynayan üst düzey futbolcularıyla ve ateşli taraftarıyla Afrika'ya renk katacaktır. En büyük sürprizi kimden beklersiniz sorusunun da birinci cevabı bana kalırsa Sırbistan.

FIFA sıralamasında 16. sırada bulunan Sırplar, Dünya Kupalarındaki en büyük başarısını Fransa98' de 2.tura kalarak gösterdiler. Orada da Hollanda'ya yenilerek elendiler. Mihajlovic, Milosevic gibi önemli futbolcuları bulunan Yugoslavlar, Bergkamp ve Davids'in golleriyle evlerine dönüyorlardı. 2002'de Dünya Kupası'na kalma başarısını gösteremeyen Sırplar(Yugoslavlar), 2006'da ise ölüm grubu olarak gösterilen; Arjantinli, Hollandalı, Fildişili gruptan puan alamadılar.



2010 Dünya Kupası elemelerinde ise, büyük bi' sürpriz (Fransa'nın başında Domenech olduğu düşünülürse çokta büyük bi' süpriz değil aslında ama) yaparak grubu Fransa'nı önünde lider bitirdiler. Standart Liege'li Milan Jovanovic 5 golle, elemelerde takımının en golcü ismiydi.

G. Afrika'da Almanya, Avustralya ve Gana ile birlikte D grubunda mücadele edecek Sırpların, Antic tarafından açıklanan 27 kişilik aday kadrosu şu isimlerden oluşuyor.

Kaleciler: Vladimir Stojkovic (Wigan), Zeljko Brkic (Vojvodina Novi Sad), Bojan Isailovic (Cukaricki Belgrade), Andjelko Djuricic (Leiria)

Savunma: Branislav Ivanovic (Chelsea), Antonio Rukavina (Munich 1860), Nemanja Vidic (Manchester United), Neven Subotic (Borussia Dortmund), Aleksandar Lukovic (Udinese), Ivan Obradovic (Saragossa), Aleksandar Kolarov (Lazio)

Orta Saha: Dejan Stankovic (İnter), Nenad Milijas (Wolverhampton), Milos Krasic (CSKA Moskova), Milan Jovanovic (Standard Liege), Milos Ninkovic (Dynamo Kiev), Zdravko Kuzmanovic (Stuttgart), Zoran Tosic (Köln), Miralem Sulejmani (Ajax), Gojko Kacar (Hertha Berlin), Nemanja Matic (Chelsea), Radosav Petrovic (Partizan Belgrade)

Forvet: Nikola Zigic (Valencia), Marko Pantelic (Ajax), Danko Lazovic (Zenith), Dragan Mrdja (Vojvodina), Dejan Lekic (Kızılyıldız)

Kadrosunda Stankovic ve Vidic gibi önemli oyuncuların yanında; Krasic, Kuzmanovic, Kacar, Subotic gibi genç ve kendini göstermek isteyen oyuncuların olduğu düşünülürse, Sırpların son 16'ya hatta çeyrek finale kalması bile beklenebilir. Tecrübeli Sırp Antrenörün oyuncuların form durumuna göz önüne aldığımızda böyle bi' 11 ile mücadele etmesi muhtemel.



Kaptanlar Stankovic ve Vidic, takımın şüphesiz en önemli isimleri. Vidic, Sir Alex Ferguson'un elinde dünyanın en iyi stoperlerinden biri haline gelirken, Stankovic'de Mourinho ile İnter'deki başarılarına yenilerini eklemeye devam ediyor. Antic'in en güvendiği isimlerin başında Dejan ve Nemanja'nın olacağı kesin.



Takımın hücumdaki en önemli ismi ise; özellikle geçen sezon Rusya ve Ş.Ligi'nde gösterdiği performansla Avrupa'nın devlerini peşinden koşturan Milos Krasic olacak. 26 yaşındaki Sırp oyuncu takımı CSKA Moskova'nın başarılarında başrol oynadı. Sıra kendini Sırbistan Milli Takımı'nda gösterip, Premier Lige kapak atmak olacak.



Bu isimlerin dışında Kolarov, Ivanovic, Kuzmanovic, Jovanovic, Pantelic, Lazovic ve Zigic gibi oyuncuların da katkılarıyla ve deneyimli hocaları Radomir Antiç'le Dünya Kupası'na farklı bi' tat katıp, sürpriz peşinde olacaklar...