Futbol Dışı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Futbol Dışı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

14 Ekim 2010 Perşembe

...


bazen,
ölüm gibi olan...
ama kimsenin ölmediği.

not: izleyiciler, takipçiler, ziyaretçiler kusura bakmayın... futbol blogunda yeri değil ama yerim yok... doldum, taşıyorum... görmeyin bu yazıyı...

kişisel not: sacid'le toraman olaydı buralarda, giderdim ne güzel...

4 Temmuz 2010 Pazar

Felix Mou'nun Gördüğü Sevgili Baskısı


Hep yazdığım blog yazılarından farklı bir yazı bu. Bay Kerahet 1-2 kere böyle dramatik takılmıştı o kadar. Bu kez dramatik felan değil. Hani, başarılı erkeklerin arkasında elbet bir kadın vardır felan derler ya, onun gibi de değil. Mesele aşk. Biraz da baskı. Biraz değil ama neyse. Başarılı da sayılır mıyız bilemem. Four Four Two'da tanıtıldık, ekşi'de, uludağ'da 1-2 kez linklerimiz verildi işte. Bir de ilk seferde burun kıvıranların şimdi yazar olma istekleri de var. Orası ayrı.

Sevgilim var çok şükür, dünya tatlısı ama futbol konusunda o kadar iyi değil. İyidir de kurallar felan karışık. Uğraşmıyor. Futbol konuşmaya başlayınca da ezilebileceğin bir insan aynı zamanda. Konu yüzünden değil. Kadın haklılığı yüzünden. Kadınlar hep haklıdır. Engelleyemezsin. Bu yüzden ofsayt tanımının karmaşıklaşması kadın egemenliğinin futbolda erkeklerin üstünde olmasını engelliyor. Bu yüzden de erkeklerin zihinsel olarak da gerçek olarak da tek üstünlük alanı futbol. Ofsaytı çözen kadının sistem mistem umrunda olmaz. Ezer geçer seni. Neyse ne diyorduk. Sevgili.

"Blog'a neden benim hakkımda yazı yazmıyorsun ?" şeklinde sorulmuş olan kurallı soru cümlesi ile uğraşıyorum bir kaç gündür. Ne yazacağımı, ne toparlayacağımı, bunun bu blog görünümünde nasıl duracağı ile kasıyorum. Üstüne bunun güzel iltifatlarla dolu olması ile uğraşıyorum. Üstüne bu yazının taslaklarını sevgilime okutup, beğenmemesi durumunda bir daha baştan alıyorum. Böyle bir sevgi işte benimkisi. Belki de şu blogda yazdığım yüzlerce yazıyı silip, götürecek bir yazı için kasıyorum. Sonunda böyle bir yazı oldu.

Ya işte böyleyken böyle. Fırça bile yiyorum yazılardan sonra. Dilbilgisi kurallarından bile didikleniyorum. Takipçilerini tanıyor musun, şurada kim izliyor, kim ziyaret ediyor diye inceleniyorum ben yani. Üstüne bu yazının taslağından dolayı da fırçalanıyoruz işte. Bu durumda başka bir yazar veya blog yazarı var mıdır bilemem. Sanmam da.

Neticede, seviyorum işte arkadaş. Hem de çok. Biraz da bu "neden yazmadın daha"lar etkili oldu. O yüzden bu blogla alakasız yazıyı yazdım. İdare edin.

6 Mayıs 2010 Perşembe

Dünya Kupası "Don"ları



Nacizane, Pato'ya tek bir önerim var. Siyahi bir arkadaş çıplaksa yanında durma. Ya git Kaka' gibi pantolon felan giyin ya da London Donovan gibi eğil. Vazgeçtim eğilme...

7 Kasım 2009 Cumartesi

Denizde Karartı Var || Kazım Koyuncu



"Ben özledim yarimi, ağlasam ayıp mıdır?"

8 Ekim 2009 Perşembe

Martin McFly - Johhny B. Goode

"Wait, you don't understand. if you don't play, there's no music. if there's no music, they don't dance. if they don't dance, they don't kiss and fall in love and i'm history!"

5 Ekim 2009 Pazartesi

CT


2400 x 3003 piksel

ek: Charlize Theron ya harbiden bu..