Cumartesi akşamı, Galatasaray Store'dan 11 tane futbolcunun formasını sahaya çıkartıp, dizilişe göre yerleştirseniz, karşı tarafa da Denizlispor futbolcularının formasını koysaydınız, santraya da topu koysaydınız, o maçı da Galatasaray kazanırdı. Rüzgardan Denizlispor'luların formaları da uçardı muhtemelen. Bu derece bir güç farkı vardı işte iki takım arasında.
Galatasaray defans göbeğine Emre Aşık ve Emre Güngör'ü değil, Semih Kaya - Murat Akça koysaydı bile o maçı alırdı takım. 4-1 değilde 3-2 felan kazanırdı. Bu maçın Galatasaray için skor, oyun, ıvır zıvır açısından değil, görülmesi gereken 1-2 mevkiiyi izlemek bakımından inanılmaz faydası oldu. 1.si Uğur böyle forma giydiği sürece Beşiktaş maçına kadar tam kapasitesine ulaşır (5.hafta). Volkan Yaman böyle giderse devre arasını göremez. Uğur bile sola geçebilir yerine. Emre Güngör gerilemiş sakatlıklarından dolayı. Emre Aşık ise Gary Neville olmuş artık. Barış - Mustafa Sarp ikilisi Rijkaard'ın bahsettiği çift ön liberolu 4-3-3'ünün göstergesiydi. Denizli gibi takımlara karşı erken gol bulunması gerektiğinden takımı ileri götüremedi. Ayhan'ın önemini gösterdi. Bu ikili deplasmanda 1-0'a 2-1'e yatmak için ideal olabilir. Zaten maç Hakan Balta'nın girmesinden sonra bitti sahada. Galatasaray, 2 tarafı kapanan duvarlar gibi rakibi sıkıştırdı ve sonunda ezdi, geçti. Ölçü felan olamaz zaten bu maç. Tek ölçüsü ise şu olabilir. Galatasaray'a "anadolu takımları" dediğimiz takımların gol atması için tek ideal şart, hızlı çıkarak savunmayı eksik veya dengesiz yakalamak. 2 maçta da goller böyle geldi. Yerleştikten sonra ise zaten kaleye şut atamıyor rakipler.
Bir de o kadar rotasyon dediniz, bir kez bile Benitez demediniz yahu.
0 yorum:
Yorum Gönder